Türkiye Sağlık Turizminin Geleceği: Vizyon, Tanıtım ve Stratejik Paradigmalar
Türkiye, sağlık turizmi alanında sahip olduğu büyük potansiyeli henüz tam anlamıyla hayata geçirebilmiş değil. Ülkemiz, estetik ve medikal hizmetlerde dünya standartlarını yakalamış, turizm altyapısı ile desteklenen güçlü bir destinasyon olmasına rağmen, bazı yapısal ve stratejik eksiklikler bu potansiyelin önünde engel oluşturuyor. Sektörde yaşanan vergi oranlarındaki eşitsizlikler, yüksek ciro kriterleri, sigorta sistemindeki yetersizlikler ve mevzuat eksiklikleri, hem uluslararası hasta deneyimini hem de sektörün sürdürülebilir büyümesini olumsuz etkiliyor. Estetik işlemlerde gittikçe yükselen vergi oranları, hizmet maliyetlerinde farklılık yaratırken Türkiye Sağlık Kuruluşları Yetkilendirmesi sistemindeki kriterlerin ve denetim mekanizmalarının netleşmemiş olması, yatırımcılar ve hizmet sunucular için belirsizlik doğuruyor. Ayrıca hizmet ihracatçısı kuruluşlar için belirlenen yüksek ciro kriterleri, uluslararası temsiliyeti ve rekabet gücünü sınırlıyor.
Türkiye’nin yılda 65 milyon turist ağırlayan güçlü turizm altyapısı, sağlık turizmi ile entegre edildiğinde ülke için eşsiz fırsatlar yaratıyor. Ancak tur operatörleri ile sağlık tesisleri arasındaki iş birliğini düzenleyecek açık mevzuat eksikliği, bu potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilmesini engelliyor. Uluslararası hastaların güvenle ve sorunsuz bir şekilde sağlık hizmeti alabilmesi için sigorta sisteminin önemi de büyük. Zorunlu sigorta uygulamaları ve mevcut poliçelerdeki standart eksiklikler, fiyat farklılıkları ve sigorta şirketlerinin sağlık profesyonelleriyle yeterince istişare yapmaması, hasta güvenini olumsuz etkiliyor ve sektörün global itibarını sınırlıyor.
Türkiye’nin sağlık turizmi hedeflerini gerçekleştirebilmesi, devlet kurumları, sigorta şirketleri, hastaneler, acenteler ve sivil toplum kuruluşları arasında güçlü bir koordinasyon mekanizmasının kurulmasına bağlı. Ortak akıl ile oluşturulacak stratejik iş birlikleri, mevzuatın netleştirilmesi, sigorta ve güvenlik sistemlerinin iyileştirilmesi ve uluslararası temsiliyetin güçlendirilmesi, Türkiye’nin sağlık turizmi gelir hedeflerini yakalamasını sağlayacak. Bu çerçevede ülkemizin vizyonu, sadece altyapı ve hizmet kalitesiyle sınırlı kalmamalı; mevzuat, koordinasyon, sigorta ve uluslararası temsil gibi stratejik unsurları da kapsamalıdır. Güçlü bir tanıtım paradigması ile desteklenen bu vizyon, Türkiye’yi hem uluslararası hasta hem de sağlık yatırımcıları için tercih edilen bir merkez haline getirecektir.